Serenade of the Seas ile Büyük Baltık Başkentleri (Uçaklı Paket) 2019

Orhus ya da özgün adıyla Arhus, Danimarka 'nın ikinci büyük kentidir. Kent düz, verimli ve ormanlık bir alan üzerinde kuruludur. Kentte gezilip görülecek yerler arasında; 13. yüzyıldan kalma, ülkenin ve kuzey Avrupa'nın en büyük kilisesi olan katedral, Danimarka'nın geçmişindeki yapıların yakın zamanda yapılmış tıpkılarının bulunduğu eski Dan yaşamını canlandıran Gammel By ("eski kent"), Bitkibilimi (Botanik) bahçesi, Tivoli eğlence bahçesi ve kentin sanat müzesi sayılabilir.

 

Almanya’nın kuzeyinde ; Rostock şehrin hemen yanıbaşındaki Warnemünde ve Kilisesi görülmeye değer yerlerin başında gelmektedir. Balıkçı tekneleri ve lüks yatların kapışmasına sahne olan Alter Strom kanalının kıyısında, sıkılmadan vakit geçirebileceğiniz, keyifli bir kasaba.
Rostock, şehrin ortasından geçen Warnow Nehri’nin her iki yakasında konumlanmış, Baltık denizi sahiline kadar uzanıyor. Kuzey Avrupa’nın en eski üniversitesini de barındıran şehir merkezindeki binaların sahip olduğu gotik mimari etkileyici.

 

Tam günün denizde geçeceği bu gün içerisinde isteyenler sabahtan geminin günlük spor programından faydalanabilir veya gemide yer alan diğer aktivitelerle hoşça vakit geçirebilirler. Bugün gemideki tüm mağazalar açık olduğu için alışveriş yapabilir veya gün boyu açık olan casinoda şansınızı deneyebilirsiniz.

 

Baltık’ın kız kardeşi olarak bilinen Helsinki’nin yarısı sularla kaplıdır. Bu nedenle şehri tekneler ile gezebilirsiniz. Tarihi yerleri ve şehrin en önemli noktalarını keşfedebilir, bakır kubbeli katedrali ve neoklasik mimariye sahip Senato Meydanı’nda şehri yaşayabilirsiniz. Bu şehri keşfetmenin en iyi yolu yürüyerek gezmektir. Eğer yeterince yürüdüğünüzü ve yorulduğunuzu hissediyorsanız bir bisiklet kiralayın; emin olun ki kaybedeceğiniz bir şey olmaz.  Finlandiya`nın başkenti olan Helsinki tam bir mimari şaheseridir, neo-klasik, barok ve çağdaş tasarım stillerini birleştirmektedir.  Barlardan birisinde yerel sıcak " gloggi" isimli baharatlı şarabı denemeyi unutmayın.

 

Rus İmparatorluğu’nun merkezinde, Deli Petro tarafından 1703 yılında kurulan St. Petersburg’da muhteşem sarayları, meydanları, parkları ve kanalları görebilir, içinde üç milyona yakın sanat eserinin sergilendiği, dünyanın en büyük müzesi Hermitage’i gezebilirsiniz. Tarihi tatilcilerin önüne seren dernekler, Barokların sarayları ve resmi bahçeler herkeste merak ve hayranlık uyandırır. Güneş akşamları sayılı olarak gökyüzünde belirdiğinde ‘’Beyaz Geceleri’’ siz de doğanın içinde yaşayın. Gelin ve gecenin güneş ile olan uyumunu yakından seyredin.Anlatılanlara göre St. Petersburg Londra, Paris ve Viyana gibi batı kentlerine benzemesi için inşa edilmiştir. Fakat kraliyet saraylarını ve büyük meydanlarını gördükten sonra hiç bir benzerliğinin olmadığına karar vericeksiniz.

 

Rus İmparatorluğu’nun merkezinde, Deli Petro tarafından 1703 yılında kurulan St. Petersburg’da muhteşem sarayları, meydanları, parkları ve kanalları görebilir, içinde üç milyona yakın sanat eserinin sergilendiği, dünyanın en büyük müzesi Hermitage’i gezebilirsiniz. Tarihi tatilcilerin önüne seren dernekler, Barokların sarayları ve resmi bahçeler herkeste merak ve hayranlık uyandırır. Güneş akşamları sayılı olarak gökyüzünde belirdiğinde ‘’Beyaz Geceleri’’ siz de doğanın içinde yaşayın. Gelin ve gecenin güneş ile olan uyumunu yakından seyredin.Anlatılanlara göre St. Petersburg Londra, Paris ve Viyana gibi batı kentlerine benzemesi için inşa edilmiştir. Fakat kraliyet saraylarını ve büyük meydanlarını gördükten sonra hiç bir benzerliğinin olmadığına karar vericeksiniz.

 

Rus İmparatorluğu’nun merkezinde, Deli Petro tarafından 1703 yılında kurulan St. Petersburg’da muhteşem sarayları, meydanları, parkları ve kanalları görebilir, içinde üç milyona yakın sanat eserinin sergilendiği, dünyanın en büyük müzesi Hermitage’i gezebilirsiniz. Tarihi tatilcilerin önüne seren dernekler, Barokların sarayları ve resmi bahçeler herkeste merak ve hayranlık uyandırır. Güneş akşamları sayılı olarak gökyüzünde belirdiğinde ‘’Beyaz Geceleri’’ siz de doğanın içinde yaşayın. Gelin ve gecenin güneş ile olan uyumunu yakından seyredin.Anlatılanlara göre St. Petersburg Londra, Paris ve Viyana gibi batı kentlerine benzemesi için inşa edilmiştir. Fakat kraliyet saraylarını ve büyük meydanlarını gördükten sonra hiç bir benzerliğinin olmadığına karar vericeksiniz.

 

Avrupa’nın en atmosferik şehri, derneklerinin ve yüksek kiliselerinin mimari zenginlikleri ile bilinen Tallinn’dir. 13. yy. tanınmış konaklarından meydana gelen Toompea Şatosu’nu ziyaret edin. Eski fakat büyüleyici duvarların ördüğü yollarda gizemli bir yürüyüş yapın. Merakınızın sizi ortaçağ sokaklarına ya da tarihi geçitlere götürmesine izin verin. Eğer hiçbiri olmaz diyorsanız havanın tüm büyüsünü yaşayacağınız barlarda ya da Town Hall Square Restoranı’nda dinlenin ve bu tatilin tadını çıkarın. Estonya’nın ortaçağ başkenti Tallinn, tarihi binaları ile sanatseverler için cennet bir şehir… Yerli sanatçıların performanslarını şehrin sokaklarında dolaşırken izleyebilir, çömlek ve cam sanatının örneklerini görebilirsiniz.

 

İsveç'in başkenti ve en büyük şehri. 13.yy. ortalarında bir kale olarak kurulan şehir, anakara dışında on dört adaya ve Mälaren Gölü'nün denizle birleştiği kanala sahiptir. Daha sonra bu kale şehre dönüştürülmüş. Spesiyalleri arasında bulunan Skaagen isimli deniz ürünleri salatasının, her türlü peynirin ve lezzetli etlerin tadına bakmak için Stockholm’un açık hava kafelerinde veya restorantlarında durun. Yapıları, parkları, tarihî merkezleri, yeşil alanları ve eğitim merkezleriyle oldukça ileri bir Avrupa şehridir.

 

Stockholm havalimanı transfer ve  tarifeli sefer ile İstanbul uçuşu