Deluxe Amaviola ile Avrupa, Ren & Tuna Nehri (Uçaklı Paket) 2019

Almanya`nın dördüncü en büyük şehri. Kozmopolit bir yapıya sahip olan şehirde çok sayıda yabancı ikamet etmektedir.Köln, eyaletin en önemli ulaşım, kültür, bilim, sanat, ticaret ve eğlence merkezidir. Ren Nehri, kentin tam ortasından geçmektedir. Dom katedrali ve kolonya. Artık Köln sadece kolonyasıyla tanınmıyor. Başta 1248’de yapımına başlanan Dom katedrali olmak üzere birçok yönden merkezi bir fonksiyon üstleniyor. Köln Almanya’nın en eski kenti olma özelliğini taşıyor.

 

Rudesheim, Görülmeye değer şehir şarap & eski yapıları, kiliseleri yanısıra Ren nehir ile birlikte güzel manzara sunar. Rüdesheim çevresindeki dik yamaçlarda, taraça sistemiyle başlattığı bağcılık kültürü daha sonra Almanlar tarafından geliştirilmiş. Kumtaşı ve arduvazın yoğun olduğu bu topraklarda yerel beyaz üzüm türlerinden riesling’le köklü bir şarapçılık kültürü oluşmuş.

 

Miltenberg köprüsü, kalesi ve evleri ile etkileyici. 13. yy’den kalan St. Jakobus (St. James) Kilisesi’ni ve 12. yy’den günümüze ulaşan ve Almanya’nın en eski konaklama yeri olduğuna inanılan Zum Riesen otelini görebilirsiniz.

 

Wertheim Güneybatı Almanya'da Baden-Württemberg eyalet 24,202 nüfusu ile bir kasabadır. Wertheim, Baden-Württemberg eyaletinde en yüksek yeridir. Wertheim, yarı ahşap evleri ve küçük sokakları bir ortaçağ kenti merkezine sahiptir. Protestan Kilisesi (Stiftskirche) Gotik tarzı mimaride 1383 beri var olmuştur. Satt kulesinde 2 tane saati görebilirsiniz. Abbey Tauber Vadisi'nde 1150 kurulan Bronnbach ziyaret de tavsiye edilir. 1222 Kutsanan, bazilika geç Romanesk ve Gotik erken tarzı bir tarikat Güney Almanya'nın en önemli kiliseler biridir.

 

Almanya'da Bavyera eyâletinin beşinci büyük şehridir. Würzburg 1981 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası ilan edilmiştir. Marienberg Kalesi, Eski Main Köprüsü ve Käppele görülmesi gereken yerler arasında. Würzburg, romantik yolun kuzeydeki başlangıç noktasıdır. Almanya'nın en büyük ve en eski üzüm bağlarını barındıran bir şehirdir.  Bavyeralı biracıların yanında Aşağı Frank ülkesinin şarap kentidir

 

Wertheim Güneybatı Almanya'da Baden-Württemberg eyalet 24,202 nüfusu ile bir kasabadır. Wertheim, Baden-Württemberg eyaletinde en yüksek yeridir. Wertheim, yarı ahşap evleri ve küçük sokakları bir ortaçağ kenti merkezine sahiptir. Protestan Kilisesi (Stiftskirche) Gotik tarzı mimaride 1383 beri var olmuştur. Satt kulesinde 2 tane saati görebilirsiniz. Abbey Tauber Vadisi'nde 1150 kurulan Bronnbach ziyaret de tavsiye edilir. 1222 Kutsanan, bazilika geç Romanesk ve Gotik erken tarzı bir tarikat Güney Almanya'nın en önemli kiliseler biridir.

 

Bamberg, Almanya’nın yukarı Frankonya bölgesinde yer alır, Regnitz Nehri üzerinde olup, nehrin Main Nehri ile birleşme noktasına yakın mesafede kurulmuştur. 1993 ‘ten beri şehrin büyük bir kısmı UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Koruma altındaki bölgelerden olan Altstadt, tamamen korunmuş, muhteşem tarihi mimarisi ile neredeyse hiçbir modern unsur barındırmayan şehir planlaması ile Bavyera bölgesinin incisidir. Bamberg, Almanya’nın en güzel yerleri arasında gösterilir, şehir nehir ve kanallar aracılığı ile bölünmüştür. Şehir dumanlı birasıyla ünlü olup kişi başına yılda 300 litre bira tüketimiyle dünyanın en fazla bira içilen şehirlerinden biridir.

 

Tarihte Roma-Germen İmparatorluğu’nun uzun dönem başkentliğini yapmıştır. Münih’ten sonra Bavyera eyaletinin en kalabalık ikinci şehridir. Konum olarak, Pegnitz Nehri, Ren Nehri ve Main-Tuna kanalının etrafında kurulmuştur. Sanayi devriminden sonra Almanya’nın ‘’Endüstri Başkenti’’ olarak bilinir. Ortaçağ’dan fırlamış gibi görünen kanalları, gotik mimarileri ile ziyaretçilerini büyüleyen bir şehirdir. Şehirde her yıl onlarca fuar düzenlenir. Tarihsel olarak Roma Germen İmparatorluk merkezlerindendir. Ortaçağ'da Alman ressam Albrecht Dürer'in de doğup yaşadığı yerdir. Kentte II. Dünya Savaşı öncesi kalabalık Nazi mitinglerinin yapıldığı yerler bugün müzedir. Şehir, savaş suçlularının yargılandığı Nürnberg Mahkemesine de ev sahipliği yapmıştır. Hitler'in en sevdiği şehir olarak da bilinir.

 

Regensburg; İkinci dünya savaşında Almanya’da en az hasar gören şehirlerden biridir. Tuna, Regen ve Naab Nehirlerinin birleştiği noktada yer alır. Romalılar tarafından keşfedilmiş olan şehir, 2006’dan beri UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer almaktadır. Orta Çağ’a dayanan birçok simgesel yapıya sahiptir. Almanya’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biridir. Avrupa’nın en modern üniversite hastanelerinden biri olan ‘’Universitatsklinikum’’ Regensburg’a ev sahipliği yapmaktadır

 

Passau Tuna Nehri ile beraber, Güneyden Inn ve Kuzeyden Ilz nehirlerinin birleşme noktasında kurulmuştur. Avusturya sınırına bitişik bulunan kent, 69,72 kilometre karelik bir alanı kaplar. Endüstriyel anlamda bir değere sahip olmadığı için, savaşlarda tarihi boyunca hiç yıkılmamış bir katolik yerleşim birimidir. Passau 400 kiliseye sahiptir. Ekonomisi tamamen turizme dayalıdır. Kent ayrıca Ortaçağ mimarisi ile eski bir şehir olarak korumuştur. Kent dağlık bir alanda yer almaktadır ve bu nedenle birçok sokak, ama dik kordonu, bir çok güzel manzaraları görülebilmektedir.

 

Melk özellikle manastırı ile meşhur yaklaşık 5 bin nüfusu olan küçük şirin bir kasaba. Tuna nehri kıyısında kurulmuş kasaba da nereden baksanız yüksek bir tepeye kurulmuş manastırı görebiliyorsunuz. 11. yüzyılda inşa edilen Melk Manastırı, Avusturya'nın en önemli barok binalarından biri olarak gösteriliyor.
Wachau vadisi, Viyana'nın 80 km. kadar batısında ; Krems ve Melk kasabaları arasında Tuna nehrinin oluşturduğu bir vadi . Yaklaşık 30.000 yıllık bir yerleşim yeri olduğu tahmin ediliyor. Nehrin iki yanında köyler , şatolar , kiliseler ve üzüm bağları ile muhteşem manzaralar sizi bekliyor.

 

Dürnstein aşağı Avusturya kısmında, Tuna Nehri üzerinde bir kasabadır. Aynı zamanda şarap alanında tanınmış, büyüyen ve en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biridir. Ortaçağ döneminden kalma, oldukça tehditkar görünen heybetli kalede bir zamanlar İngiltere Kralı Aslan Yürekli I. Richard esir kalmış. Wachau Şarap Bölgesi’nin tam merkezinde bulunan Dürnstein, oldukça fazla miktarda şarap mağazalarına ve şarap tadım barları bulunuyor.

 

Müziğin kalbine bir yolculuktur Viyana. Yola çıktığınız anda başlarsınız büyülenmeye. Yolun bir kenarında tüm ihtişamıyla Alp Dapları uzanır, diğer yanınızda göz alabildiğince yeşil. El değmemiş bembeyaz doruklar çarpar gözünüze...Şehire girdiğinizde bir masal ülkesiyle karşı karşıyasınızdır artık. Zamana direnen binaların arkasından balon etekli, perukalı, kireç yüzlü asilzadeler çıkacak sanırsınız.Viyana sanata, doğaya ve edebiyata aşık insanlar  için bir cennet adeta. Yeşillikler arasına saklanmış gizli bir bahçe gibi bu kent. Viyana’nın tarihi sokakları Ringstrasse denilen bir çember içerisinde kurulmuş. Görkemli belediye binası Rathaus, en eski üniversitelerden Viyana Üniversitesi, konukları arasında Kraliçe II. Elizabeth, Charlie Chaplin gibi ünlü isimlerin yer aldığı, inşaatında genç Hitler’in çalıştığı Hotel Imperial, ünlü posta binası Postsparkasse ile Avusturya Parlamento binası gibi şehrin çok önemli yapılarını bu rota üzerinde görebilirsiniz

 

Slovakya Cumhuriyetinin başkenti ve en büyük şehridir. Tuna Nehri kıyısında yer alan şehir hem Avusturya`ya hem de Macaristan`a sınırdır. Dünyada bu şekilde iki devlete sınırı olan sadece iki tane başkent vardır. Bratislava, Parlamentosu, devlet binaları, üniversiteleri, müzeleri ve tiyatroları ile Slovakya`nın siyasi ekonomik ve kültürel merkezidir. Slovaklar, Almanlar, Macarlar, Avustuyalılar, Çekler ve Yahudiler şehrin geçmişinde güçlü izler bırakmıştır. Kalesi ve sarayı şehrin en anlamlı ögelerinden. Saraydan Tuna nehrinin salınışını ve şehrin tüm tarihi çehresini görebilirsiniz.

 

Buda, Peşte ve Obuda şehirlerinin bir araya gelmesiyle oluşan Macaristan`ın başkenti Budapeşte, Tuna Nehri’nin iki kenarı boyunca uzanıyor. Şehrin siluetini oluşturan devasa yapıları, şehri ikiye bölen Tuna Nehri ve üzerindeki değişik tarzlardaki köprüleriyle, Orta Avrupa’da Prag’ın veya Viyana’nın gölgesinde kalmış ama en az onlar kadar mağrur duran, sevilesi, cana yakın bir şehir.

 

Sabah kahvaltısının ardından gemiden çıkış işlemlerimizi tamamlıyoruz. Limanda bizi bekleyen aracımız ile Budapeşte Havalimanına transfer. Burada yapacağımız check-in ve pasaport işlemlerinin ardından TK 1034 no’lu sefer ile saat 13:50’de İstanbul Atatürk Havalimanına uçuş. Türkiye saati ile 16:55 ‘de varış. Turumuzun sonu