MSC Sinfonia ile Ege, Adriyatik ve Karadeniz (Uçaklı Paket) 2015

Tam günün denizde geçeceği bu gün içerisinde isteyenler sabahtan geminin günlük spor programından faydalanabilir veya gemide yer alan diğer aktivitelerle hoşça vakit geçirebilirler. Bugün gemideki tüm mağazalar açık olduğu için alışveriş yapabilir veya gün boyu açık olan casinoda şansınızı deneyebilirsiniz.

 

Eski Yunan`da spor karşılaşmalarının yapıldığı Olympia`ya sadece 30 dakika uzaklıktaki liman, Zeus ve Hera tapınakları ile uğrak noktası haline gelmiştir. Tarihi olimpik stadyumunda geçmişi teneffüs edeceksiniz. Katakolon yerel yemekleri tadabileceğiniz ve liman aktivitelerini gerçekleştirebiliceğiniz açık hava kafeleri ile görülmesi gereken bir yerdir. Fakat gemilerin buraya uğramasının en önemlisi M.Ö 766`da olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapan Olympia şehridir. Zeus Tapınağı, Hera Tapınağı ve Stadium, Prytaneion sahipliği yapmaktadır.

 

Pire, başkent Atina`nın şirin bir limanı, küçük otelleri sevimli görünümü ile güzel bir kenttir. Eski Yunan Medeniyetlerinin en güçlü sembolü Pantheon, Akropolis`in üzerinde yer alır. Daha aşağıda tavernalar ve alışveriş merkezlerinin bulunduğu Plaka`da günün ve gecenin ritmini yakalamak mümkündür.

 

Tam günün denizde geçeceği bu gün içerisinde isteyenler sabahtan geminin günlük spor programından faydalanabilir veya gemide yer alan diğer aktivitelerle hoşça vakit geçirebilirler. Bugün gemideki tüm mağazalar açık olduğu için alışveriş yapabilir veya gün boyu açık olan casinoda şansınızı deneyebilirsiniz.

 

Bulgaristan'ın Karadeniz kıyı şeridinin güneyinde yer alır. Bulgaristan'ın en önemli turistik merkezleri Burgaz eyaletindedir. Nesabar, Pomorie ve Sozopol bölgedeki çok önemli üç turistik merkez.Otantik görüntüsü, temiz ve oldukça uygun kafeleri, restoranları, güler yüzlü garsonları ve esnafı ile Nesebar, Unesco kültür mirası içinde yer almayı fazlasıyla hak ediyor.

 

Romanya`nın Karadeniz`deki en büyük limanı olan Köstence, batısında Tuna Nehri, doğusunda Karadeniz bulunan ve Dobrogea olarak adlandırılan bir alan üzerinde kuruludur. Şehirde önemli bir Türk - Tatar azınlık varlığını devam ettirmektedir. Şehirde yaşayan çingeneler de Türkçe konuşmaktadırlar. Köstence tipik olarak Akdeniz iklimi benzeri olup farklı dört mevsim içerir. Köstence (Constanta) yaklasık 120.000 yillik, Paleotik Dönemden kalma bir şehirdir. Liman kenti olması nedeniyle hızlı bir gelişim gösteren Köstence, 1. ve 2. Dünya Savaşı sırasında yıkımı uğradı. İkinci Dünya Savaşı`ndan itibaren Sovyet Komünist rejimi altına giren kent, altyapı açısından gelişme gösterdi. Tersaneler, demiryolları ve fabrikalar kuruldu, filolar oluşturuldu. Kentin sahilleri turizm için de uygun hale getirildi. Son yıllarda turizm merkezi bir kent görümüne bürünen Köstence, önemini her geçen gün arttırmaktadır.

 

Hiç kimse İstanbul’a kayıtsız kalamaz; içinden geçen denizi, doğal liman olan Haliç’iyle tarih boyunca eşsiz, biricik bir şehir olmuştur.  İstanbul’un tarihi, Yenikapı Theodosius Limanı kazılarıyla gün ışığına çıkan Neolitik çağ yerleşimiyle, 8500 yıl geriye uzanmış, bu süreçte kentin geçirdiği kültürel, sanatsal, jeolojik değişim ve kent arkeolojisi hakkında yeni bir dönem açılmıştır. Şüphesiz, İstanbul’un tarihi ile ilgili en göze çarpan özelliği, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç evrensel imparatorluğa başkentlik yapmış olmasıdır. Tarihi Yarımada‘nın en görkemli yapısı sayılan Ayasofya, Osmanlı’nın kudretli zamanlarında alınan önemli kararlara şahitlik eden Topkapı Sarayı, imparatorluğun son dönemlerine ait Dolmabahçe ve Beylerbeyi Sarayları. Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı alışveriş yapacakların yüzlerce yıldır kentte uğradıkları ilk adresler. Bunlar dışında diğer önemli tarihi yapılara Yerebatan Sarnıcı, Yıldız Sarayı, Galata Kulesi, Kız Kulesi, Rumeli Hisarı‘nı ekleyebiliriz.

 

Hiç kimse İstanbul’a kayıtsız kalamaz; içinden geçen denizi, doğal liman olan Haliç’iyle tarih boyunca eşsiz, biricik bir şehir olmuştur.  İstanbul’un tarihi, Yenikapı Theodosius Limanı kazılarıyla gün ışığına çıkan Neolitik çağ yerleşimiyle, 8500 yıl geriye uzanmış, bu süreçte kentin geçirdiği kültürel, sanatsal, jeolojik değişim ve kent arkeolojisi hakkında yeni bir dönem açılmıştır. Şüphesiz, İstanbul’un tarihi ile ilgili en göze çarpan özelliği, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu gibi üç evrensel imparatorluğa başkentlik yapmış olmasıdır. Tarihi Yarımada‘nın en görkemli yapısı sayılan Ayasofya, Osmanlı’nın kudretli zamanlarında alınan önemli kararlara şahitlik eden Topkapı Sarayı, imparatorluğun son dönemlerine ait Dolmabahçe ve Beylerbeyi Sarayları. Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı alışveriş yapacakların yüzlerce yıldır kentte uğradıkları ilk adresler. Bunlar dışında diğer önemli tarihi yapılara Yerebatan Sarnıcı, Yıldız Sarayı, Galata Kulesi, Kız Kulesi, Rumeli Hisarı‘nı ekleyebiliriz.